Ustalardan sinema dersleri

MÜJDE IŞIL- Hep tartışılan mevzudur; sinema okuyarak mı öğrenilir, film çekerek mi öğrenilir, film izleyerek mi öğrenilir? Bu mevzunun okuma kısmında hem sinemaseverlerin hem de sinema öğrencilerinin temel oluşturabileceği eserler hayli zengin ülkemizde. Sinema yazarı ve akademisyen Rıza Oylum imzalı, güncellenmiş ve genişletilmiş yeni baskısıyla İnkılâp Kitabevi’nden çıkan “Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri” kitabı da bu eserlerden biri…

Kitap farklı coğrafyalardan ve farklı sinema anlayışlarına sahip 28 yönetmene odaklanıyor. Akira Kurosawa’dan Ingmar Bergman’a, Asghar Farhadi’den Kim Ki Duk’a, Michael Haneke’den Krzysztof Kieslowski’ye pek çok usta isim var. Gözler bizden de bir yönetmeni aramıyor değil kitapta. Belki ileride o da eklenir.

Kitapta her yönetmenin önce kısaca sinema kariyeri ve hayatı anlatılıyor. Sonrasında sinema anlayışları ve taze sinemacılara öğütleri yer alıyor. Her yönetmenin tarzı ve öğüdü kendi deneyimlerinin ve kişiliklerinin sonucu; dolayısıyla farklılıklar hâkim. Mesela Wener Herzog yönetmen olmak isteyenlere “Okuyun, okuyun, okuyun” tavsiyesinde bulunurken Michael Haneke, “Yönetmen olmanızın tek yolu film çekmektir” diyor. Andrey Tarkovski ise eğer hoca olsaydı öğrencilerini yönetmen olmaktan vazgeçirmeye çalışacağını söylüyor. Kitaptaki yönetmenlerin sinemasına duyduğunuz yakınlık, onların tavsiyelerini önceliklendirmenizi sağlayabilir yahut var olan fikirlerinizi değiştirip farklı bakış açıları kazan- dırabilir.

Kimler ne diyor?

Akira Kurosawa: İyi bir yönetmen iyi bir senaryoyla başyapıtlar üretebilir. Aynı senaryo ile vasat bir yönetmen ancak sıradan bir film yapabilir. Fakat kötü bir senaryoyla çok iyi bir yönetmen bile iyi bir film yapamaz.

Ingmar Bergman: Denemelerim bana göstermiştir ki ilk çekim en başarılı çekimdir. İlk çekimde bütün oyuncular bir şeyler yaratmak için çabalar. Bu yaratma isteği, hayat kıvılcımının ateş almasını sağlar.

Agnès Varda: Hissettiğim gibi filmler yapmalıyım. Hiçbir zaman ünlü bir romanı uyarlamadım. Nadiren ünlü oyuncularla çalıştım. Başarı ile ilgili değilim, film yapmakla ilgiliyim.

Andrey Tarkovski: Seyircilerin yüzde 75’i onları eğlendirmemiz gerektiği inancında. Bu kesime biraz daha yüklenmemiz ve onları kimsenin eğlendirmemesi gerektiğine ikna etmemiz gerekiyor. Her yönetmen benim gibi düşünmüyor. Kendi aramızda anlaştığımızı ve halkı eğlendirmekten vazgeçtiğimizi hayal edin. Ancak böylelikle yüzde 75’lik kesimi dönüştürmeyi başarmış oluruz.

François Truffaut: Seyirci kahramanla baş başa kalmalıdır. Bu duyguyu özellikle yaratmaya çalışırım. Seyircinin kendini kahramanla özdeşleştirdiği bir film kalitesiz değildir. Tam tersine beni özellikle etkileyen bir türdür bu.

Michael Haneke: Bana cevaplar sunan bir film izlediğimde sıkılıyorum. Çünkü biliyorum ki basit cevaplar, açıklamalar bizim dünyamızda yok. Filmlerinizde seyircinin hayal gücüne yönelmelisiniz. İzleyicileri filme dahil etmelisiniz. İzleyiciler filmlerinizi kendi kendilerine tamamlamalılar.

Bong Joon-ho: Mizah olmadan hiçbir şey yapabileceğimi sanmıyorum. Senaryolarımı yazarken içgüdüsel olarak mizahı da dahil ediyorum. Elbette tüm çalışma süresi boyunca mesajınızı çok ciddi bir tonla, çok ciddi bir şekilde iletebilirsiniz. Ama günlük hayatımda bile kullandığım yöntem değil bu.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*