Gastronomide hareketli günler

Gastronomi dünyasında müthiş bir hareketlilik yaşanıyor. Ulusal ve uluslararası pek çok etkinlikle dolu dolu geçen günlerde Kirli Hanım peynirinin ödül yolculuğundan Gastromasa ve Michelin Rehberi 2024’e uzandık.

‘Kirli Hanım’ın başarısı

Balıkesir’e ait Kirli Hanım peynirinin Norveç’te düzenlenen dünyanın en büyük peynir yarışmasında “Bronz” madalya alması geçtiğimiz günlerin en güzel haberlerinden biriydi. Kaybolmaya yüz tutan Kirli Hanım peynirini yarışmaya taşıyan ve ödül kazandıran süreci, “Peynir Aşkına” ve “50 Peynirli Şehir Balıkesir” kitaplarının yazarları Berrin Bal Onur ile Neşe Biber’e sordum. 35 yıldır dünyanın farklı şehirlerinde düzenlenen World Cheese Awards için 6 aydır çalıştıklarını ve zorlu bir yolculuğun üstesinden geldiklerini öğrendim. Önce Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne yarışmada tadım-tanıtım standı açılması konusunda öneride bulunuyorlar. İstenen belgeler ve gümrük kuralları oldukça zor koşullar içeriyor. Oysa yarışmanın amacı sadece dünyanın en iyi peynirini seçmek değil, hikâyesi olan küçük üreticileri, özenli mandıra üretimlerini, karakterli peynirleri tanıtmak. Bundan sonrasını kendilerinden dinleyelim: “Zorlu bir süreç yaşadık. Stant için hazırlanan tadım peynirlerimiz Norveç’e bavullarda sokuldu. Yarışma alanında 15 dünya peynir tadım standından biri Balıkesir peynirlerine aitti. Bizim için büyük ödül Türkiye adına ilk kez yarışmada yer almaktı.”

Ödüllük çok peynirimiz var, yeter ki sahip çıkalım ve kararlı davranalım. Dünyaya tanıtım açısından olduğu kadar kaybolmakta olan peynirlerimizin yaşatılması için de bu tarz yarışmalar çok önemli. Neşe Biber ve Berrin Bal Onur, özellikle vurguluyor: “Türkiye’de geleneksel peynirciliğimizin standartlarını oluşturacak bir akreditasyon sistemine ihtiyaç var. Peynir enstitüsü ya da kurulacak bir üst çatı ulusal-uluslararası etkinliklere katılım, ticaret, pazarlama ve ihracat konularının önünü açacaktır.”

Gastromasa yurt dışına açılıyor

Bu yıl 8’incisi düzenlenen Gastromasa 4-5 Kasım’da Haliç Kongre Merkezi’nde “Geography” temasıyla misafirlerini ağırladı.  Gastronomi konferansı, bu yıl da dünyanın dört bir yanından gastronomiye yön veren isimleri buluşturdu. Yıldız şeflerin, sommelierlerin, miksolojistlerin, turizm ve ağırlama sektörünün profesyonellerinin bir araya geldiği etkinlik, Gastromasa kurucusu Gökmen Sözen’in söylediği gibi, Türkiye ve dünya gastronomisi arasında bir köprü görevini üstlenmiş durumda. Antonio Bachour, Thomas Bühner, Rodolfo Guzman, Eric Vildgaard, Yoshihiro Narisawa, Rasmus Munk, Jordi Roca, René Frank, Dom Carella’nın da aralarında bulunduğu dünyaca ünlü şeflerin, ülkeleri için coğrafik değere ve öneme sahip ürünlerinin hikâyelerini, kendi mutfaklarının gelişimini ve dünya mutfağındaki trendleri anlattıkları konferansa ilgi büyüktü. Etkinlikte asıl dikkatimi çeken ve hoşuma giden, gençlerin yoğun ilgisi oldu. Gökmen Sözen’den güzel bir de haber var. Gastromasa 28-29 Mayıs 2024 tarihinde ilk kez yurt dışına açılıyor. İngiltere’nin başkenti Londra’da Olympia London’da gerçekleştirilecek etkinliğin teması da belli: “Inspiration.”

Michelin’den geriye kalanlar

Michelin Rehberi, kim ne derse desin halen dünyanın en prestijli değerlendirme sistemlerinden biri. Evet, artık eski parıltısı yok, aksine giderek artan eleştiri yağmuru altında. Dünyada kabul görmüş pek çok ünlü şef, Michelin’i protesto ediyor, hatta yok sayıyor. Ama biz, kendi gerçeğimizden bakarsak tüm eksiklerine ve yapılan eleştirilere rağmen ülkemizde yarattığı heyecanı yabana atmamak lazım.

İstanbul’dan birkaç yeni yer listeye eklenirken, İzmir ve Bodrum rehberin parlayan yıldızları oldu. Rehbere giren tüm işletme ve şefleri tebrik ediyorum. Hak ettikleri bir başarı, yani onlara sözüm yok. Sorum şu: Listede olmaları beklenirken giremeyenlere ne tavsiye etmeli. İyi çalışın, networkünüzü geliştirin, göze çarpın, seneye hazırlanın mı? Şahsen temennim önümüzdeki yıl daha kapsamlı bir çalışmayla değerlendirme yaparak rehberdeki eksiklerin giderilmesi. Bunun için de kimse atlanmadan detaylı bir liste hazırlanmalı, Türk gastronomisinin çeşitliliği, lokal özellikleri ve özgün yapısı üzerinde daha titiz çalışılmalı.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*