Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) Yahudilerin yasaların arkasından dolaşarak edindiği iddia edilen toprak ve mülklerle ilgili kamuoyunda müthiş bir duyarlılık var.
Bu köşede son bir ayda yazdığımız 4 Kıbrıs yazısına gelen sayısız mesaj ve yorum bunun en somut göstergesi…
Dün KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’dan bir telefon aldım. Hem Türkiye hem de Kuzey Kıbrıs kamuoyunu rahatlatacak kritik önemde bilgiler verdi.
Konuştuklarımızın tamamını yazmam mümkün değil… Ancak Cumhurbaşkanı Tatar’ın şu cümlesinin altını kalın çizgilerle çizmek gerektiğini düşünüyorum:
Bu devlet, devlet otoritesini nasıl ve ne zaman kullanacağını iyi bilir.
Tatar’ın bu cümlesi devletin meseleye tüm boyutlarıyla hâkim olduğu, gerekli tedbirleri aldığı ve yapılacak yeni düzenlemelerle kimsenin rutin dışına çıkarak adada mülk satın almasına izin verilmeyeceği anlamına geliyor.
O düzenlemelerin en önemlilerinden biri tarım arazileriyle ilgili. KKTC’de tarım arazileri titizlikle korunacak.
Cumhurbaşkanı Tatar’dan edindiğim bilgiye göre KKTC’deki Yahudi nüfusu medyada yazıldığı kadar yüksek değil. Yahudiler asıl Güney Kıbrıs’ta ciddi bir nüfusa ulaşmış durumdalar.
Adanın güneyinde 100 bin Yahudi, 100 bin civarında da Rus yaşıyor. Ukrayna-Rusya savaşından sonra adaya ilgi daha da artmış.
KKTC de doğal olarak yabancı yatırımcıları adanın kuzeyine çekmek istiyor. Yani adaya sadece mülk satın almak için gelmiyor yabancılar.
Yatırımcıların tamamının Rum tarafına yönelmesini engellemek, KKTC ekonomisine katkı sağlamak için çaba gösteriliyor.
Bütün bu çalışmalar Türkiye ile uyum içinde yürütülüyor.
Özetle… KKTC’de devlet işbaşında…
Taşıma seçmen planı tutar mı?
Böyle bir plan mı varmış diyenler acele etmesin…
CHP’nin bir önceki seçimde küçük farklarla kaybettiği ya da bu seçimde alabileceğini düşündüğü büyükşehirlerdeki bazı ilçelerle ilgili planı tam olarak bu…
Ankara’da Gölbaşı, Etimesgut… İstanbul’da Beykoz ve başka bazı ilçeler hedefte…
Bu ilçelere CHP’nin oyunun yüzde 60-70’lerde olduğu ilçelerden ciddi oranda seçmen transferi gerçekleştirildiği iddia ediliyor.
CHP bir önceki seçimde Çankaya’yı yüzde 73,48… Beşiktaş’ı yüzde 73,06 ile kazanmış. Tanju Özcan’ın deyimiyle CHP için “Kupon belediyeler” buralar.
Çankaya’yı yüzde 73 yerine yüzde 55 ile kazanıp üstüne Gölbaşı ve Etimesgut’u eklemek istemeleri son derece normal…
İddia o ki, bu plan 2 yıl öncesinden uygulanmaya başlamış…
2019’da AK Parti’ye İstanbul ve Ankara’yı kaybettiren en önemli faktörlerden biri köyündeki muhtar seçimleri için seçmen kaydını memleketine aldıranlar olmuştu.
Aradan geçen 5 yılda seçmen transferini engelleyecek bir tedbir alınmadı.
Muhalefet de işte o boşluğu değerlendiriyor. Mesele bu…
Kimmiş darbeci
Türkiye tarihi aynı zamanda bir darbeler tarihi…
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel arasında bütçe görüşmeleri sırasında yaşanan darbe tartışmasını Meclis tutanaklarından okuyun, yukarıdaki tespite katılacaksınız.
Özel, Yargıtay ve AYM arasında yaşanan gerilimi darbe olarak tanımlıyor ve TBMM Başkanını “Darbe girişimine karşı çıkmamakla” suçluyor.
Kurtulmuş’un Özel’e verdiği cevap ise adeta “Kısa Darbeler Tarihi” dersi gibi…
Kurtulmuş diyor ki…
Size üçü Osmanlı döneminden üçü Cumhuriyet döneminden altı olayın sadece ismini vereceğim.
Bab-Ali Baskını… Feriye Baskını… Abdülhamid Han’ın hâl’i…
1960 darbesi… 28 Şubat Darbesi- 27 Nisan Muhtırası…
Bu altı olayın yanında kimler vardı, kimler karşısındaydı?
Soru anlamlı ve ders niteliğinde…
Darbelerin yanında olanlar malum…
Karşısında olan ise hep milletti.
Millet bu yüzden darbenin yanında duranlara iktidarı hiç vermedi…Verecek gibi de görünmüyor.
Bir yanıt bırakın