Mevlevi saat ustamız Ahmed Eflâkî Dede’nin saat yapımını bir ibadet gibi gördüğünü daha önce belirtmiştim. Saat yapımcılığının temellerinde yapılan işe kendini adamak, tutumlu olmak, güçlü bir ruh hâlini muhafaza etmek, kararlı olmak, yılgınlığa kapılmamak, dürüst, disiplinli ve çalışkan olmak gibi gereksinimler vardır. Yalnızlık ve tefekkür de önemlidir, çarkların biteviye dönmesi manevi bir haz uyandırır.
Bazı koleksiyonerler Patek Philippe ve Vacheron Constantin gibi dünyanın en değerli saat markalarının mekanizmalarında bazı dini semboller bulunmasını tuhaf bulabilir ama bilinmelidir ki saatçiliğin genetik yapısında Protestan iş ahlakı vardır. Mevleviler ve Protestanlar bu nedenle birçok manevi değeri paylaşır.
Ancak saatçiliğin temel değerleri bir anda inşa edilmedi, uzun ve meşakkatli bir yoldan sonra meyvesini verdi. Tarihe meraklı ve müze gezmeyi sevenler bilir saatçilik sektörü uzun bir dönem Fransız ve İngiliz hakimiyetindeydi. Öyle de süreceğe benziyordu. Fakat Papa ve ruhban kesimin halkı ezen otoritesine karşı çıkan Martin Luther’in 1517’de bir kilisenin kapısına 95 maddelik bir protesto metni asmasıyla birlikte Protestan reformu başladı. Avrupa kıtası Katolik-Protestan olarak iki ayrı cepheye bölündü. 16. Yüzyıl boyunca kanlı savaşlar ve özellikle Fransa’da Protestanlara (Huguenotlar) yönelik sivil katliamlar yaşandı.
Çalışkan çiftçiler ve teknik konularda uzman meslek sahibi Huguenotlar önce en yakındaki Almanya ve İsviçre gibi ülkelere kaçtı. Osmanlılara sığınanlar da oldu, İngiltere’ye ve Amerika kıtasına gidenler de. Fakat İsviçre’ye (Cenevre) kaçan Protestan saat ustaları, kuyumcu kökenli usta zanaatkarların zorunlu olarak yöneldiği saatçilik sektörünü (ve dünya saatçilik tarihini) tamamen değiştirdi.
Kuyumcular zorunlu olarak saatçilik yapmaya başlamıştı çünkü dönemin bir başka Protestan düşünürü Jean Calvin, 1541’de süslü giyimi ve mücevher kullanımını yasaklamış böylece Kalvinizm’in merkezi Cenevre’deki kuyumcuların (mine ve gravür ustaları dahil) işleri bozulmuştu.
Bunun üzerine İsviçreli kuyumcular ve bağlı iş alanlarındaki ustalar şehirden ayrılmak yerine Fransız saat ustalarıyla işbirliği yaptı. Atölyeler arası bağlantılar kuruldu, şehrin bir ucunda yapılmaya başlanan saat merkeze doğru ilerledikçe tamamlanmış oluyordu. Türünün ilk örneği olan Cenevre Saatçiler Birliği ise 1601’de kuruldu. Cenevre yüzyıl içinde birçok saatçi ustasının yuvası oldu. Hatta öyle çoğaldılar ki şehre sığamayınca bir kısmı Jura dağlarının eteklerine dağıldı. Yüksek saatçiliğin önemli markaları “üreticilerin üreticisi” lakaplı Jaeger-LeCoultre, kronograf dendiğinde akla ilk gelen markalardan Zenith ve çelik spor saatleri altından daha değerli kılan Audemars Piguet gibi birçok saygın saat firması
bu bölgede faaliyet gösteriyor.
Bu arada teknik gelişmeler de oldu. Kadranlarda önce akrep vardı, yaklaşık yüzyıl sonra yelkovan (1577) icat edildi ama ancak Christiaan Huygens’in 1675’te denge yayını icat etmesi gibi doğruluğu artırmaya yönelik icatların ardından 1700’lerden itibaren saatlerde görüldü. Çok geçmeden saniye ibresi de ona eşlik etmeye başladı.
Bir yanıt bırakın