Yerel seçimin iktidar partisi tabanında nasıl büyük bir moral bozukluğuna yol açtığını 9 günlük bayram tatilinde sahada çok daha net bir biçimde gördüm.
AK Parti tabanı gelecekten umutsuz değil ama kadrolarda beklenen değişim olmazsa işlerin daha da kötüye gideceğine dair bir kanaate sahip.
Ve tam da bu yüzden acilen kapsamlı bir değişim ve dönüşüm istiyor. Bu değişimin gerçekleşmediği her günü partisi için bir kayıp olarak görüyor.
Bu kanaate nasıl mı vardım? Tatilde 3 farklı ilde yüzlerce insanla yüz yüze görüştüm. Türkiye’nin her yerinden bine yakın kişiyle ya telefon ya da mesaj üzerinden hem bayramlaştık hem de seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunduk.
Haklarını teslim etmeden geçmek insafsızlık olur. AK Parti tabanında müthiş bir özeleştiri kültürü ve sorgulama yeteneği var.
Seçim sonuçlarında ekonominin, emeklilerin tepkisinin etkilerini kimse inkar etmiyor. Ama hemen her ilde aday tespitlerinde tabanla inatlaşır gibi yapılan hataların da en az ekonomi kadar etkili olduğunda herkes hemfikir.
Sadece bunlarla sınırlı da değil eleştiriler. Kibirden burnu yere düşse eğilip almayacak siyasi figürlere, bir türlü söz geçirilemeyen marketlere ve sürekli değişen etiketlere bir çare bulunamamasına da haklı olarak tepkili insanlar.
AK Parti’ye gönül vermiş bir lokanta esnafı diyor ki: “Ramazan’da eti toptancıdan 380 liraya almaya başladım. Son hafta fiyat 550 liraya geldi. Bayramdan sonra yine zam geleceğini söylüyorlar. 1 ayda döviz, enerji maliyetleri bu kadar artmadı ama temel gıda ürünleri sürekli zamlanıyor! Ben müşteriye bunu nasıl anlatacağım?
Sürekli artan maliyetler nedeniyle kendisinin de her ay fiyat artışına gitmek zorunda kaldığından yakınan berber… Üç harfli marketlerin bayramdan sonraki gün yine etiket değiştirdiğine gözleriyle şahit olduğunu anlatan emekli… Bu liste böyle uzayıp gidiyor.
Değişimi sadece isimler üzerinden okumamak lazım. AK Parti tabanı vatandaşın canını yakan hayat pahalılığı ve yüksek kiralarla ilgili devletin demir yumruğunu artık masaya vurması gerektiğini düşünüyor. Serbest piyasa diye diye milleti kazıklamayı adet haline getiren fırsatçının, kan emicilerin bunun bedelini ödediğini görmek istiyor.
Her şeye rağmen taban gelecekten umutsuz değil demiştik… Bunun nedenini şimdilerde partisine kırgın olduğunu söyleyen bir AK Partili rakamlarla şöyle formüle ediyor: Biz daha 10 ay önce Cumhur İttifakı olarak 26 milyon 934 bin 455 oyla genel seçimi aldık. Yerel seçimden 1.parti olarak çıkan CHP’nin, Yeniden Refahın, DEM ve İyi Parti’nin 31 Mart’taki toplam oyu ise yaklaşık 24 milyon 600 bin civarında. Yani millet AK Parti’ye ne kadar kızsa da muhalefete ülke yönetimini teslim edecek kadar güvenmiyor. Cumhurbaşkanımızın liderliğine güveniyor. Sandığa gitmeyen seçmenin çoğu AK Parti seçmeni. Bu top yeniden bizim önümüze gelir. Yeter ki silkelenelim ve kendimize gelelim…
Bu eleştiri ve öneriler gösteriyor ki… AK Parti tabanı soruna dair teşhisi koymuş, tedavi yolunun ne olduğunu biliyor ve harekete geçilmesini bekliyor.
Bayramda benim sahada çektiğim fotoğraf bu. Eksiği var fazlası yok…
Bir yanıt bırakın