Yoğunluk ve hapsetme zorluğu
Füzyon enerjisinin ticari ölçekte hayata geçirilmesi için daha yoğun ve daha iyi hapsedilmiş plazma elde etmek büyük önem taşıyor. Yüklü parçacıklardan oluşan bir gaz olan bu plazmanın, parçacıklar arasındaki doğal itme kuvvetinin üstesinden gelmek ve atom çekirdeklerinin birleşerek muazzam miktarlarda enerji açığa çıkardığı süreç olan füzyonu başlatmak için yüz milyonlarca santigrat derece sıcaklığında olması gerekiyor.
Güçlü manyetik alanlardan yararlanan halka şeklindeki tokamak reaktörleri, füzyon enerjisinden yararlanmak için önde gelen teknolojilerden biri olarak araştırmalarda sıklıkla kullanılıyor. Ancak tokamak reaktörlerinin süper yoğun plazma üretme konusunda engellere sahip olduğu biliniyor. Buna Greenwald limiti deniyor.
Greenwald limiti nedir?
Füzyon reaksiyonunda plazma basıncı, manyetik alan basıncında belirli bir eşiği aştığında tokamak içerisinde plazmanın muhafaza edilmesi ve reaksiyonun ilerletilmesi bozuluyor veya kararsızlıklara sebebiyet veriyor. Ayrıca bu limitin aşılması, tokamak’ın kendisine de büyük zararlar verebilir.
Daha önceki haberlerimizde aktardığımız gibi, tokamak’lar ve stellarator gibi nükleer füzyon reaktörlerinde amaç, füzyon reaksiyonlarının gerçekleşebileceği ve büyük miktarlarda enerji üretilebileceği koşullara ulaşmak ve bu koşulları sürdürebilmektir. Buradaki en önemli zorluklardan biri, füzyon için gerekli olan aşırı sıcak plazmayı kontrol etmek ve sürdürülebilir halde tutmaktır.
Potansiyelin kilidi açıldı
Tokamak reaktörlerindeki bir diğer engel de plazma içindeki kararsızlıkların yönetilmesi. Bu kararsızlıklar reaktörün iç bileşenlerine zarar verebiliyor. Yeni araştırma sadece Greenwald limitini aşmakla kalmıyor, aynı zamanda bu kararsızlıkları kontrol etmek için potansiyel çözümlerin ipuçlarını da veriyor. Tokamak reaktörlerdeki bir diğer zorluk da plazmanın merkez sıcaklığıyla en dış uçlarındaki sıcaklıklar arasındaki dengeyi koruyabilmek. Füzyonu tetiklemek için çekirdeğin kavurucu derecede sıcak (yüz milyonlarca santigrat derece) olması gerekirken, reaktör duvarlarıyla temas halinde olan kenarın ise hasara yol açmayacak kadar soğuk tutulması gerekiyor. Araştırmada bu zorluğun çözümüne dair potansiyel çözümlere değiniliyor.
Bir yanıt bırakın