Eco Wave Power’ın kıyı sularının hareketinden faydalanma ve elektrik üretme yolculuğuna 2012 yılında başladı ve süreç içerisinde çeşitli değişikliklerden geçti. Ancak temel mantık halen aynı. Bir dalgakırana veya bir kıyı altyapısına bağlı platformlar dalgaların hareketiyle yükselip alçalıyor, bu da hidrolik pistonların hareketiyle sıvıyı kara tabanlı bir akümülatöre taşıyor. Sıkıştırılmış hidrolik sıvı daha sonra serbest bırakılarak elektrik ürerimi için jeneratörü çalıştırıyor.
Eco Wave Power, kendi sistemlerinin günün her saati çalışabileceğini söylerken fırtına, tayfun veya aşırı dalgaların oluştuğu şartlarda şamandıraların kaldırılabildiğini belirtiyor. Bu da olası hasarları ortadan kaldırıyor. Güvenliğin yanı sıra sistemin kurulumu ve bakımı da kolay. Ayrıca kapsamlı ve uzun denizaltı kablolama ihtiyacı da yok.
Dalga enerjisinde MW dönemi
Eco Wave Power’ın kurucusu ve CEO’su Inna Bravermann ve ekibi, bu çığır açan projenin inşaatını resmen başlatmak için kısa süre önce kilit paydaşlarla bir araya geldi. Porto sahası sadece ilk 1 megavatlık dalga enerjisi istasyonuna sahip olmakla kalmayacak, aynı zamanda dalgakıranın altında eşsiz bir dalga enerjisi müzesi ve eğitim merkezine de ev sahipliği yapacak.
İnşaatın önümüzdeki iki yıl içinde başlaması ve ardından maksimum 20 megavat kapasiteye kadar dört noktada genişletilmesi bekleniyor. Bravermann, “Bunun dünyada dalgaların gücünden önemli ölçüde enerji üretimi sağlayan ilk dalga enerjisi projesi olacağına inanıyoruz” ifadelerin kullandı.
Bir yanıt bırakın