Gerek tatlı su, gerek deniz üzerinden normal kullanım alanlarını meşgul etmeden hatta kira bile ödemeden elektrik üretme fikri ve uygulaması dünyada bir çok örneğe sahip. Fakat bu sistemler genel kullanım dubaların üzerine olduğundan bir çok zorluğa sahipler. Bu dubalar malzeme gereksinimi yüzünden pahalı ve yükseklikleri nedeniyle rüzgara çok hassaslar. Bu da onları bazı barajlar ve göller için özel projelerde kullanılabilir kılıyor.
Norveç’li firma OceanSun ise ülkelerinde sıkça kullanılan deniz üzeri balık çiftliklerinden aldığı ilham ile deniz üzerinde fırtanalara dayanabilecek ve maliyeti de düşük bir çözüm geliştirmiş.
Tasarım tatlı sulardan alışık olduğumuz nilüfer yaprağına benziyor. Bu yapı kenarlarda destekli sistem sayesinde rüzgar ve dalga direncine sahip iken. İnvertorlar ve diğer ekipmanlarda yine kenarda korunaklı yerde bulunmakta. Kenar sistem yine sistemin yüzmesini sağlayan esas kısımıda oluşturmakta.
Güneş panelleri ise orta kısımda 1 mm kalınlığındaki binaların üstünde yalıtım sağlayan membrana benzer bir kumaşın üzerinde. Ancak paneller gerek rüzgardan gerek fazla ağırlıktan korunması için alışık olduğumuz hafif eğik yerine düz durmakta ve arka tarafları direkt membrana sıfırlanmakta.
Bu ince membran sayesinde aşırı ısınan panellerin ısısını denize vermesi ve elektrik üretimini %10’a kadar arttırması sağlamış. Bu tür yüzen sistemlerdeki avantajlar arasında baraj veya göldeki buharlaşmayı azaltması, gölgeleme sayesinde insan nedenli alglerin ve yosunların aşırı büyümesini engellemesi sayılıyor. Baraj veya deniz üstü rüzgar türbinin yanında olursa şebekeye bağlanması çok kolay.
OceanSun tüm bu doğal şartlara karşı koruma sunmasının yanında maliyeti de diğer su üstü sistemlere karşı daha az. Zira çok daha az materyal kullanılmış. Üstelik geniş ve korunaklı alan sayesinde bakımı da çok kolay. Üzerinde kullanılan güneş panelleri ise iki taraflı olacak şekilde cam koruması içinde olduğundan firma 20 yıl garanti verebiliyor.
Şirket şimdiden bir çok deniz üstü için sipariş almış durumda. Bu sistemler 2024 yılında devreye girmiş olacak gibi gözüküyor. Alınan siparişler özellikle adalardan gelmiş. Zira adalarda yer çok kısıtlı ve yenilebilir enerji üretmekte çok zor bu yüzden çoğu hali hazırda dizel yada doğalgaz jeneratörlerine bel bağlamış durumda. Bu sistemde doğal olarak fosil yakıtlara göre daha ucuza geliyor.
Bir yanıt bırakın