
Melisa Vardal- Bursa’nın sokakları 6 Temmuz’a kadar açık-hava müzesi kimliğine bürünüyor. Kentin hanları, hamamları ve modern sanat mekânları, 71 noktada yaklaşık 600 etkinlikle tarih ve çağdaş sanatı aynı rotaya dizen Kültür Yolu Festivali’nin omurgasını oluşturuyor. Festivalde bir yanda Bursa’nın yetiştirdiği aydınlar, sanatçılar ve ustalarla yerel hafıza canlanırken öte yanda Pablo Picasso’nun özgün eserleri, yeni medya sanatı kente evrensel bir soluk katıyor. Kent belleğinin sembollerinden 15. yüzyıl eseri Koza Han, ipek ticaretiyle yazılan yüzyıllık hikâyesini bu kez “Bir Sevdadır İpek, İpeği İpek ile Anlattık” başlıklı sergiyle anlatıyor. Hanın taş avlusunda sergilenen, ipek kumaş üzerine basılmış fotoğraflar tıpkı kozanın kozaya, kozanın ipeğe dönüşümü gibi, ipekböceğinin tüm yaşam evrelerini ziyaretçiye ilmek ilmek gösteriyor.

Elbet bir gün
Müzenin giriş katında yer alan “Zeki Müren Elbet Bir Gün Buluşacağız” sergisi, sanatçının sahne kimliğini tüm ışıltısıyla gözler önüne seriyor. Müren’in taşlı ayakkabılarından payetli takımlarına, özel dikim pantolonlarından sahneye çıkarken giydiği ceketlere kadar pek çok özgün kostüm cam vitrinlerde sergileniyor. Ancak serginin dikkat çeken yanı yalnızca kostümler değil, Zeki Müren’in elleriyle şekillenen ve Uludağ lalelerinden esinlenerek tasarlanan bir ceketin “dile gelmesi”. Sergide yer alan QR kod sayesinde ziyaretçiler ceketin hikâyesini kumaşın ağzından dinleyebiliyor. Ceket ziyaretçisine şöyle sesleniyor: “Camın ardında beni gördüğünde bir an dur ve hatırla Zeki Müren’in sahnede açtırdığı o eşsiz Uludağ lalelerini…”
‘Köylü ressam’
Bursa Kent Müzesi’nin ikinci katında açılan İbrahim Balaban sergisi Anadolu’nun yoksul topraklarından filizlenen bir hikâyeyi yeniden gün ışığına çıkarıyor. Sergi, sanatçının cezaevinde başlayan resim yolculuğunu, Nâzım Hikmet’le kurduğu usta-çırak ilişkisini ve taşra gerçekliğini tuvallerine nasıl taşıdığını gözler önüne seriyor. Ziyaretçiyi Balaban’ın 1950’li yıllarda Bursa Cezaevi’nde geçirdiği döneme götüren sergide, önce yazar Orhan Kemal’le aynı koğuşu paylaşan sanatçının, kısa süre sonra Nâzım Hikmet’le yollarının kesiştiği anlatılıyor. Nâzım Hikmet, Balaban’ı cezaevi berberhanesine yönlendiriyor; burada yaptığı ilk portrelerden biri de şairin kendisi oluyor. Ressamın yeteneğini fark eden Nâzım Hikmet, ona boya, fırça ve kâğıt temin ederek sanatsal yolculuğunu destekliyor. Sergide, ressamın “Ekin Biçenler”, “Boyundurukta Öküzler” ve “Tahta Biçenler” gibi toplumcu gerçekçiliğin izlerini taşıyan eserlerinin yanı sıra döneme ışık tutan belge ve efemera da yer alıyor. Orhan Kemal’in Balaban’a ithafla imzaladığı “Kardeş Payı” kitabı hemen yan vitrindeki sanatçının kendi fırçaları, boya paleti ve tüpleri ile birlikte sergileniyor.

Barış güvercini
Bursa Kültür Yolu Festivali kapsamında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Tekstil Sanayi Müzesi fuar alanında kapılarını açan “Pablo Picasso: Yaratılış Her Şeydir” sergisi, sanatçının yaratım evrenine ışık tutuyor. Tamamı orijinal 74 eserin yer aldığı sergide, Picasso’nun gravür, çizim, poster ve litografilerinden oluşan seçkinin en dikkat çeken eserlerinden biri de Picasso’nun 1962’de Moskova’daki Dünya Genel Silahsızlanma ve Barış Kongresi için hazırladığı “Colombe de l’Avenir / Geleceğin Güvercini”. Kırılmış silahların üzerinde süzülen bir güvercin ve sarı güneşle barışı simgeleyen eser salondan yükselen bir barış çağrısı niteliği taşıyor. Müzede ayrıca “Köklere Yolculuk Dijital” sanat sergisi, “Eskizden Piksele”, “Adil-i Mutlak” ve “Şehzadeler Sultanlar Oyuncak” sergileri de ziyaret edilebiliyor.
Bir yanıt bırakın