AK Parti Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, İzmir Balçova’da Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’nun kanaat önderleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi.
Yaklaşan 2. tur cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde önemli açıklamalarda bulunan Yıldırım, “14 Mayıs geride kaldı. Hayal kırıklığı, kırgınlık yaşamaya lüzum yok. 28 Mayıs’ta telafi edeceğimiz fırsat önümüzde duruyor. İzmir’de yapacağımız güzel çıkış, Türkiye’ye de dalga dalga yayılacak. Hem İzmir kazanacak hem Türkiye kazanacak. Bu seçimin kaybedeni olmayacak. Tek üzülecek olan; FETÖ, PKK ve onların arkasındaki ağababaları. İplerini ellerinden bulunduranlar. Onun dışında bu seçimden herkes kazançlı çıkacak. Biz de bu terör örgütlerinin hepsiyle mücadeleye devam edeceğiz. Bu toprakları çok dinamik. Bu coğrafya bizim geleceğimiz.
İstismar edilen şeyler var. Göçmenler keyfi değil. Gidecekler, onların planı yapıldı ama gittikleri zaman yaşam korkusu, can korkusu olmaması lazım. Bir insanı bile bile ölüme gönderebilir misiniz? Bu insanlığa sığmaz. Akdeniz’den Kamışlı’ya bir güvenlik kuşağı oluşturduk ki oradaki otorite boşluğundan terör alan bulamasın. Şimdi orada her türlü kamu hizmetleri hazırlandı. Peyderpey gidiyorlar. İnşallah Suriye’de barış sağlanır. Esed, ülkenin 3’te 1’ine hakim ve belli etnik grubuna hitap ediyor. Ülkenin tamamına hitap eden yönetim ve huzur tesis edilirse onlar da memleketlerine gidecek. Bu vatan başka bir şeydir. Bunlar gidecek, burada kalacak değiller. Tabii ki biz kendi vatandaşımızın hak ettiği imkanları onlara verecek değiliz. Bu abartılıyor, istismar ediliyor. Her şeye rağmen bu süreç başladı. 1 milyon mülteci gidecek noktaya geldi. İdlib’in kuzeyinde evler, okullar yapıldı, adeta şehir kuruldu. Onlar buraya yerleştiriliyor. Bu meseleyi Cumhurbaşkanımız da ciddiyetle takip edecek” diye konuştu.
“TERÖR TÜRKİYE’DE HİÇ KİMSENİN GÜNDEMİNDE DEĞİL”
Son 20 yıldır ülkede terörün kontrol altına alınmasıyla beraber Doğu Anadolu’da ve Güneydoğu Anadolu’da yıllardır geri kalan altyapı, sağlık, eğitim hizmetlerindeki eksiklikleri giderme imkanının olduğunu belirten Yıldırım, “12 sene Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımda Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’ya yaptığımız işler, batının 2,5 katı oldu. Buna hakkı vardı. Ben de doğu ilinden bir evlat olarak bu durumu görüyordum. Terörden insanlar başını kaldıramazdı. Yollar, hastaneler, havaalanları yapılamıyordu. Batı ve doğu arasında gittikçe ciddi anlamda uçurum meydana getiriyordu. Kardeşliğimize de bu zarar veriyordu. ‘Devlet doğuya bakmıyor’ gibi duyguya kapılıyorlardı. Batıdaki de ‘Terör bizim canımızı yakıyor, onlara hiçbir şey vermeyin’ gibisinden bir ayrışma bir kutuplaşma ortamı vardı. 20 yılda yaptığımız yüzlerce iş var ama bunun en önemlisi terörün Türkiye’nin gündeminden düşürülmesidir. 2010’dan sonra terör Türkiye’de hiç kimsenin gündeminde değil. 10. sıraya bile gelmiyor. Yapılan araştırmalar bunu gösteriyor” sözlerine yer verdi.
“MÜLTECİLERİN CAN GÜVENLİKLERİ YOK, ONUN İÇİN KOŞA KOŞA GELİYORLAR”
İnsanın en kutsal hakkının yaşam hakkı olduğunu ifade eden Yıldırım, Türkiye’deki mültecilere ilişkin şunları söyledi: “Mülteciler neden kalkıp geliyor. Can güvenlikleri yok, onun için koşa koşa geliyorlar. Bunları ayıplamamak lazım. Şimdi elhamdülillah terör topraklarımızda faaliyet yapamıyor. Bunun kalıcı olarak devam etmesi lazım ama terörün faaliyetlerini, özellikle PKK’nın faaliyetinin sona ermesi, bazılarını rahatsız etti ve hoşuna gitmedi. Bunun başında daha önce Irak’ı, Libya’yı, Afganistan’ı işgal edip ‘Demokrasi getireceğiz’ diye bin perişan hale getiren, bu ülkeleri yok eden Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki emperyal ülkeler, Türkiye için de böyle bir sevda peşindeler. Türkiye’de terörün amacı ne Kürtlerin ne Türklerin derdidir. PKK’nın Kürtler diye bir sorunu yok. Kürtlerin de Türklerin de PKK diye bir sorunu var. Yıllardır kaynaklarımızı tüketti, insanlarımızı yok etti, askerimizi şehit etti. Bizi birbirimizden soğuttu, kardeşliğimize zarar verdi. Bunları Orta Doğu’da operasyon düşünceleri olan emperyal ülkelerin kaynakları ile yapıyorlar. Paralarını onlar veriyor. Bin yıl önce bu topraklarda ‘Birbirimizin mezhebini, meşrebini, etnik kimliğini sormayacağız’ dedik. ‘Bu topraklar ortak mülkümüzdür, bu mülkün sahibi de Cenabı Allah’tır’ dedik. Bizi bağlayan değerlerimiz belli. Rabbimiz, peygamberimiz, mukaddes kitabımız bir. Biz biriz beraberiz kardeşiz. Bu ölçüleri ortaya koyduktan sonra Türk’müş, Kürt’müş, Çerkes’miş, Arap’mış ne önemi var? Bu ayrıştırmalardan biz çok yara aldık. Bu topraklar bin yıl geriye gittiğimizde isyanlardan neler çekti, kardeş kavgalarından neler çekti? Mezhep savaşlarından Avrupa 100 yıl savaştı. Bunun faydası yok. Enerjimizi büyümek için, kardeşliğimizi büyütmek için kullanmamız lazım.”
“BU SEÇİMİN KAYBEDENİ AMERİKA’DIR, AVRUPA ÜLKELERİDİR, FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜDÜR VE BÖLÜCÜ PKK’DIR”
Siyasetin, eğer ucunda millete hizmet varsa bir anlam ifade edeceğini söyleyen Yıldırım, “Yoksa ne yapayım ben siyaseti? Bize verilen desteklere göre düşünseydik İzmir’e çivi çakmamamız lazım. Bunu yapabilir miyiz? Hizmette siyaset olabilir mi? Hizmet insana yapılır. 14 Mayıs’ta İzmir, Kemal Kılıçdaroğlu’na yüzde 63 o vermiş. Cumhurbaşkanımıza yüzde 31 vermiş. İzmir’e bugüne kadar yapılan hizmetleri kafanızdan geçirin. Çevre yoluna, şehir hastanesine, Sabuncubeli Tüneli’ne, İzmir-İstanbul Otoyolu’na bakın. Bakın, bakın, bakın, nerede ne hizmet varsa bunları yapmışız. Bunlar bizim görevimiz. Oy verdi, vermedi hesap içine asla girmedik. 28 Mayıs’taki seçimde herkes kazanacak. Türkiye kazanacak, İzmir kazanacak. Bu seçimin kaybedeni Amerika’dır, Avrupa ülkeleridir, FETÖ terör örgütüdür ve bölücü PKK’dır. Kürt vatandaşlarımızı PKK ile karıştırmayalım. PKK bir ölüm makinesi. Kürt ve Türk kardeşlerimize en büyük zararı veren örgüt budur. Biz ‘PKK’ deyince Kürt vatandaşlarımızı hedef alıyormuşuz gibi düşünüyorlar. Asla. Ayrıştırmalar ancak bize zarar verir. Kardeşlik, bir olmak, beraber olmak, gücü artırır” diye konuştu.
“DİĞER İTTİFAKIN İÇİNE BEDAVACILAR DA GİRDİ”
14 Mayıs’ta yapılan seçimleri hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu: “14’ünde meclisi seçtiniz. Şu anda meclis, 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı’nın çoğunluğuna sahip. Diğer ittifakın içine bedavacılar da girdi. Onları da çıkarsak ittifakta fazla bir şey kalmıyor. Zahmetsiz yemek olmaz. 37 vekil, bir kuruş emekleri gayretleri yok ama milletvekili oldular. İzmir’deki CHP’li kardeşlerimiz onlara çalıştı. 4 vekilliği içeriye aldıkları misafirlere vermişler. Ülkede güven ve istikrarın devam etmesi çok önemli. Güven ve istikrar olmayan, belirsizlik olan ülkede hiçbir şey düzgün gitmez. Güven ve istikrar, güçlü liderlik ve güçlü hükümetle olur. 2017’den beri Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devrede ve ilk defa vaktinde seçimler başladı. Gönül isterdi ki seçim 14’ünde bitsin, insanlara zahmet vermeyelim ama bu bizim milletimizin kararı. Saygı duymaktan yapacak bir şey yok.”
“BİR GÜZELLİK YAPALIM, BU EKSİĞİ BİZ KAPATALIM”
Konuşmasında İzmirlilere seslenen Yıldırım, “İzmir olarak 14 Mayıs’ın telafisini yapabiliriz. Önümüze fırsat geldi. Yüzde 32’yi yüzde 40 yapabiliriz. Çok bir şey istemiyorum. Yine Kılıçdaroğlu’na epey kalıyor. Gerçi verilen oylar bir şey yaramıyor ama çok da agresif davranmak istemiyorum. Verdiğimiz oyla geleceğe karar veriyoruz. Cumhurbaşkanımız aslında açık ara önde birinci olarak seçimi tamamladı. Sadece Kılıçdaroğlu ile arasında 2,5 milyondan fazla fark var ama Anayasa’ya göre ilk tur için salt ekseriyet şartı koyduk. Şu anda geçekleşmeyen şart o. 260 bin oy eksiği var. İzmir’in 3 milyon üzerinde seçmeni var. Taksim etiğimizde Cumhurbaşkanımıza 14’ünde 964 bin oy verdi. Demek ki İzmir bu açığı rahatlıkla kapatabilir. Türkiye’de hiçbir yere gerek kalmadan kapatabilirsiniz. Çünkü Türkiye’nin özeti İzmir’de. Bir güzellik yapalım, bu eksiği biz kapatalım ve ‘Cumhurbaşkanımızı biz seçtik İzmir’den’ diyelim” dedi.
“PARTİLER YARIŞMIYOR, TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ YARIŞIYOR”
Ekonomik değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, “Zorluklarımız geçmişte de oldu, bundan sonra da olacak. Dünyada belirsizlik var. Bu belirsizliğin olduğu şartlarda güçlü liderliğe siyasi tecrübeye çok ihtiyaç var. Cumhurbaşkanımızın kazanmasını istemiyorlar. Çünkü ‘Türkiye 20 yılda bizim arkamızda itaat eden ülke olmaktan çıktı’ diyorlar. Şu an canları sıkılıyor. Ezilen milletlerin hislerine tercüman olan bir lider var. Cumhurbaşkanımıza çok büyük haksızlıklar yapılıyor. Elimizi vicdanımıza koyacağız. En büyük hak yaşam hakkı. Can korkusundan köyüne gidemiyordu. Evladı dağa çıkıyor, akıbeti belirsiz. Tayyip Erdoğan ve arkadaşları akan kanı durdurdu, alçak terörü kontrol altına aldı. Seçimimiz bir parti seçiminden çok daha büyük boyut kazandı. Partiler yarışmıyor. Türkiye’nin geleceği yarışıyor” ifadelerini kullandı.
“ENFLASYON, ÜLKEDE OLABİLECEK EN KÖTÜ ŞEYDİR”
Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Ekonomik sıkıntıları yok sayamayız. Bu sıkıntı bütün dünyanın sıkıntısı. Koronadan sonra peydah oldu. Bunun da doğal sonucu enflasyon. Enflasyon nedir bilmeyen ülkelerde 10 kat enflasyon oldu. Bizim 90’lı, 70’li, 80’li yıllardan yüksek enflasyon tecrübemiz var, biz daha sakin yaklaşabiliyoruz meseleye ama onu da düşüreceğiz. Bu doğru yol değil. Enflasyonu kontrol altına alıp taşların yerine oturmasını sağlamamız gerekiyor. Enflasyon, ülkede olabilecek en kötü şeydir. Haksız servet transferidir. Bununla da mücadelemiz devam edecek. İnşallah 28 Mayıs’tan sonra oluşan güçlü irade ile cumhuriyetimizin 100. yılına iyi çıkış yapacağız. Bunu da sizlerle başaracağız.”
“CUMHURBAŞKANIMIZI YENİDEN BAŞKAN SEÇECEĞİZ”
Programda konuşan AK Parti İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan da “14 Mayıs’ta Cumhur İttifakı büyük ekseriyet elde etti. 28 Mayıs’ta bu başarıyı zaferle taçlandırmamız lazım. Hemşehrilerimiz Cumhurbaşkanımız ve partimizi yalnız bırakmadı. 28 Mayıs’ta da yalnız bırakmayacaktır. Bugün memleketimiz terörden temizlenmiş durumda. Hakkari’de beş kardeşimiz tıp kazandı. Hakkari dağları terörden temizlendi. 28 Mayıs’ta bu kazanımlarımıza ve hemşehrilerimize sahip çıkacağız, Cumhurbaşkanımızı yeniden başkan seçeceğiz” sözlerine yer verdi. Programa AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı da katıldı.
Bir yanıt bırakın